Volvo EX30’un yaklaşık 35.000 dolardan satışa çıkacağı açıklandığında kulağa gerçek olamayacak kadar iyi gelmişti. Öyleydi de; ancak Volvo’nun ön görebileceği bir sebepten dolayı değil.
Volvo EX30’un cazip fiyatını duyurduktan sonra ABD, ithal araçlara yönelik iki ağır gümrük tarifesi uygulamaya başladı. Bunlardan ilki Çin üretimi elektrikli araçlara getirilen %100’lük gümrük tarifesiydi. Bu tarife, Çin’de üretilen EX30’ları ABD’de satma planını devre dışı bıraktı. Ardından şirket, ABD pazarı ve Çin’e temkinli yaklaşan Avrupa pazarına yönelik üretimi karşılamak amacıyla Belçika’daki üretimini artırmak için ciddi yatırım yaptı. Ancak bu sefer de Amerikan tarifeleri planları yeniden ortalığı karıştırdı.
İthal araçlara uygulanan yeni %25’lik genel gümrük tarifesi, EX30’un fiyatının şimdiden artmasına yol açıyor. Trump’ın bugün tehdit ettiği gibi, AB ürünlerine yönelik tarifeleri %50’ye yükseltecek mi. Volvo CEO’sunun ifadesine göre ekonomik olarak sürdürülebilir olmayacak bir durum ortaya çıkacak. CEO bu konuda sözlerini hiç esirgemiyor.
Volvo CEO’su Hakan Samuelsson, Reuters’a verdiği demeçte Belçika üretimi EX30’ları ABD’ye getirmenin “neredeyse imkansız olacağını” söyledi. Ayrıca tarifeden kaynaklanan maliyetlerin hemen hemen her zaman olduğu gibi tüketicilere yansıtılması gerekeceğini ekledi.
Küresel Tarifelerin Zincirleme Etkileri
Otomobil firmalarının %25’lik kar marjları yok. Bu sektörde %6 marj bile genellikle “iyi” olarak kabul ediliyor. Kesinlikle %50 gibi bir kar da elde etmiyorlar. Bu durumda ya araç ithalatını durduracaklar. Bu da rekabeti azaltarak fiyatların yükselmesine neden olacak, ya da fiyatları kendileri artıracaklar.
Bu durum Avrupalı otomobil üreticileri için oldukça sürdürülemez; hatta Amerikan şirketleri bile bundan mutlu değil. Avrupa Birliği’nin, en önemli endüstrilerinden birinin bu şekilde zarar görmesini izleyeceğini düşünmek zor. Bu nedenle Samuelsson, bu tarifelerin kalıcı olmayacağına inanıyor.
Samuelsson, “Yakında bir anlaşma olacağına inanıyorum. Avrupa veya ABD’nin karşılıklı ticareti kesmeleri kendi çıkarlarına olmaz,” dedi.
Yerli üretimi teşvik etmek için argümanlar olsa da, pazara bu tür büyük bir şok yaşatmak kısa vadede fiyatları büyük ölçüde yükseltecektir. Daha düşünceli, daha net ve Amerika üretimini artırmaya yönelik bir yol mümkün. Ancak otomobil üreticilerinden bir anda fabrikalarını başka yere taşımalarını istemek tehlikelidir. Çinli firmaların gerisinde kalmaya başlayan geleneksel otomobil üreticilerinin, Avrupa, Japonya, Güney Kore ve hatta Amerikan otomobil üreticilerini yüksek maliyetli tarifelerle zayıflatmak, Çin’in liderliğini daha da pekiştirmesine yol açacaktır.
Volvo, Çin’in güçlü gruplarından Geely Holding Group’a ait. Bu nedenle yakın zamanda parası bitecekmiş gibi görünmüyor. Yine de, uygun fiyatlı bir elektrikli araç isteyen Amerikalılar için tarifeler, yakında başka bir iyi seçeneğin daha ellerinden gitmesine sebep olabilir. Bu durum Türkiye’yi nasıl etkileyecek bizlerde bilmiyoruz. Hep beraber Volvo EX30’un gelişini ve Türkiye şartlarında oluşabilecek maliyetleri bekliyoruz. ABD tarafına fiyat artışı yapan firma Türkiye fiyatlarınada yapacaktır.