Son dönemde birçok otomotiv üreticisi, stratejilerini yeniden gözden geçirerek benzinli araçlara olan ilgisini artırmaya başlamış durumda.
Son yıllarda elektrikli araçlara milyarlarca dolar yatırım gerçekleşiyor. Fakat, birçok büyük otomotiv üreticisi içten yanmalı motorlara olan ilgisini yeniden artırmaya başladı. Ford CEO’su Jim Farley bu eğilimi büyük bir fırsat olarak nitelendiririyor. General Motors (GM) da benzinli ve hibrit araçlarda kullanmak üzere daha çevreci V8 motorlar için 900 milyon dolarlık yatırım yapacağını açıkladı.
Ancak uzmanlar, bu stratejik dönüşün özellikle Çin’in elektrikli araç pazarındaki hızlı yükselişi düşünüldüğünde ciddi riskler taşıdığına dikkat çekiyor.
Elektrikli Araç Talebinde Düşüş
ABD’de elektrikli araçlara olan talep son dönemde yavaşladı. Bu durum, Başkan Donald Trump’ın elektrikli araç alımlarında vergi teşviklerini kaldırması ve emisyon kurallarını gevşetmeyi önermesiyle bağlantılı. Ford CEO’su Farley, EV teşviklerinin sona ermesini “oyunun kurallarını değiştiren” bir gelişme olarak yorumladı. ABD pazarında elektrikli araç satışlarının yüzde 10’dan yüzde 5’e düşmesinin şaşırtıcı olmayacağını ifade etti.
Sadece Ford ve GM değil, birçok büyük üretici benzer yönde adımlar atıyor. Stellantis, Ram kamyonetlerinde ve Dodge Charger’ın benzinli versiyonunda Hemi V8 motorlarını yeniden piyasaya sürüyor. Honda, Kanada’daki 11 milyar dolarlık batarya ve EV fabrikası yatırımını iki yıl erteledi. Hyundai ise ABD’de yeni bir benzinli kamyonet üretmeyi planlıyor.
Çin Elektrifikasyonda Öne Geçti
Elektrikli araçlarda dünya liderliğini alan Çin, bu yıl EV satışlarında benzinli araçları geride bırakacak. ABD’deki vergi savaşları ve Çinli EV üreticilerinin düşük fiyatlı modellerle oluşturduğu rekabet baskısı malum. Bu da benzinli araçların cazibesini artırıyor. GM’nin mali işler yöneticisi Paul Jacobson, “ICE araçlar beklenenden daha uzun süre gündemde kalacak,” diyor.
Öte yandan, Çin’de yabancı markalar pazar payı kaybederken, ABD pazarı batılı üreticiler için giderek daha değerli hâle geliyor. Batarya fiyatlarının düşmesine rağmen, EV’lerin özellikle büyük SUV ve kamyonetlerde hâlâ yeterince kârlı olmaması bu yönelimi destekliyor. Ford’un geçtiğimiz yıl EV departmanı 5 milyar dolar zarar etmişti. Ama benzinli araç bölümü 5,3 milyar dolar kâr sağladı.
Kaybedenler ve Kazananlar
AlixPartners’ın raporuna göre, ABD’de 2026 yılında EV’lerin pazar payı sadece yüzde 7 olacak. Benzinli araçlar yüzde 68, hibritler ise yüzde 22’lik bir paya ulaşacak. 2030 yılına kadar ABD’de EV payının yalnızca yüzde 18’e ulaşacağı öngörülüyor. Bu oran Avrupa’da yüzde 40, Çin’de ise yüzde 51 olacak.
Elektrikli araçlara odaklanan Tesla gibi markalar bu yeni gelişmelerden olumsuz etkilenebilir. Tesla, yeni emisyon düzenlemelerinin tüketici haklarını ve çevresel faydaları tehdit ettiğini açıkladı. Porsche ise elektrikli modellere yaptığı yüksek yatırımlar nedeniyle 1,8 milyar euroluk kâr kaybı bekliyor.
Benzinli ve hibrit teknolojilere yatırımı sürdüren Toyota ve BMW gibi markalar bu ortamda öne çıkıyor. BMW CEO’su Oliver Zipse, benzinli araçlara olan talebi göz ardı etmenin hata olacağını söylüyor. Toyota’nın küresel satışları hibrit modeller sayesinde yüzde 6,2 artarak 7,4 milyon adede ulaştı.
Çin EV Yarışında Açık Ara Önde
Dünyanın en büyük otomobil pazarı olan Çin’de manzara tamamen farklı. Çinli otomotiv üreticileri elektrifikasyon sürecine hız veridi. 2024’te 18,6 milyon benzinli araç üretildi ve bunların 4 milyonu ihraç edildi. Bu, 2017’deki 28,1 milyonluk üretimden oldukça düşük. Çin’in elektrikli araç pazarındaki payı küresel toplamın üçte ikisine ulaşırken, ABD sadece yüzde 9’luk bir paya sahip.
Ayrıca Çin, batarya üretiminde dünya lideri konumunda. Kritik minerallerin işlenmesinden hücre üretimine kadar neredeyse tüm tedarik zincirine hâkim. Çinli markalar, ABD’deki yüksek gümrük vergileri nedeniyle oraya erişemese de, Avrupa pazarına teknolojik ve fiyat avantajıyla hızlı bir giriş yapıyor. Electric Vehicles UK CEO’su Tanya Sinclair, EV pazarının yalnızca büyümediğini, aynı zamanda evrildiğini belirterek bu alandaki gecikmeleri “hayal kırıklığı” olarak tanımlıyor.