Koç Holding Otomotiv Grup Başkanı Haydar Yenigün, CNBC-e’de Emre Özpeynirci’nin sorularını yanıtladığı programda, otomotiv sektöründe yaşanan dönüşümler ve küresel rekabet dinamikleri üzerine çok net değerlendirmeler yaptı.
“Yeni normale ayak uyduran kalacak, uyduramayan gidecek” sözüyle Yenigün; otomotiv endüstrisinde esneklik ve yenilikçiliğin artık ayakta kalmanın şartı olduğunu vurguladı. “Avrupa’nın çevre ve regülasyon odaklı yaklaşımı, Çin’in devlet destekli hızlı hamleleriyle çatışıyor. Çin, güçlü maden altyapısı, entegre AR-GE tesisleri ve stratejik yönlendirmeleriyle avantajlı bir konumda. Avrupa, Çin’e karşı hamlelerinde ek vergilerle zaman kazanmayı amaçlıyor.”
Avrupa’nın Esneyen Regülasyon Beklentisi
Yenigün’e göre, Avrupa Birliği’nin 2030–2035 hedeflerini “esnetme” eğiliminde olması muhtemel. Katı teknoloji regülasyonları, endüstriye ağır yük getirir. “Kural koyucu motorun nasıl çalışacağını isteyebilir. Ama bunu sağlayacak teknoloji yoksa satışlar düşer. Ekonomik yavaşlama ve işsizlik kaçınılmaz olur” diyerek potansiyel risklere dikkat çekti.
Yenigün, Türkiye’nin otomotiv dönüşümüne hazır olduğunu söylüyor: “Avrupa kadar hazırız” ifadesiyle bu iddiasını öne çıkarıyor. Türkiye hâlihazırda AB pazarında en çok araç ithal edilen ülkelerden biri. Hafif ticari araç üretiminde ise Avrupa’da önemli bir konumda yer alıyor. 2025’te Türkiye’de araç satışlarının 1,4 milyon adede ulaşabileceğini, üretim kapasitesinin 1,7 milyon düzeyine çıkarılabileceğini öngörüyor. Craiova fabrikasının satın alınması kararını “hayatımda yaptığım en iyi işlerden biri” olarak nitelendiriyor.
Yenigün, otomotivin yapıtaşlarının (motor, yakıt tankı, parça üretimi vb.) yüz yıldan fazla sürede şekillendiğini, bu altyapıyı bir gecede değiştirmeye çalışmanın gerçekçi olmadığını söylüyor. “Bir gün elektriğe geçeriz” yaklaşımının, üretim zincirinin tamamını kapsamadığını vurguluyor.
“Çin’in hızlı büyümesini durdurmak mümkün görünmese de, Avrupa’nın “vergiler ve kademeli regülasyonlar”la kazanacağı zaman dilimi var. Bu süreçte Türkiye, üretim üssü olarak avantajlı konumunu koruyacaktır. Ancak strateji, koordinasyon ve teknoloji yatırımları belirleyici olacak.”